17 Ocak 2008 Perşembe

TÜRK KARTPOSTALLARI

TÜRK KARPOSTALLARI


Geçmişin izlerini bir fotoğraf karesinde saklayan kartpostallar,

anıların en canlı tanıkları olarak karşımıza çıkıyor. Önce siyah

beyaz basılan, ardından olanca renkleriyle raflarda yerini alan

kartpostallar, yakın tarihe ışık tutması nedeniyle belgesel bir

değer de taşıyor...



19. yüzyılın ortalarında Avrupa ve Amerika’da kullanılan ilk

kartvizitler, bugünkü kartpostalların atası olarak biliniyor.

Çoğunlukla arkadaş ziyaretlerinde ve özel günlerde kullanılan

bu kartvizitin yaratıcısı Paris’li portre sanatçısı Andre Disderi’ydi.

Zamanla İmparator III. Napolyon’nun kendi kartı için Disteri’ye

poz vermesinin ardından kartvizitler, doğum günlerinde, yortularda

yakın çevreye verilmeye başladı. Victoria Dönemi’nde ise kartvizit

albümleri ortaya çıktı. Amerikan İç Savaşı sırasında büyük bir pazara

dönüşen kartvizitlerin boyutları büyüyerek kartpostala döndü.

Birdenbire benimsenen kartpostallar, büyük bir çılgınlıkla tüm dünyaya

yayılmaya başladı.



Bayramların vazgeçilmeziydi...

Dünyayla birlikte Türkiye’de de yaygınlaşan kartpostallar,

yıllarca bayramların vazgeçilmez tebrik mesajlarını taşıdı.

Batı geleneklerinin benimsenmesiyle, yılbaşı ve doğum günleri

gibi kutlamalara da aracılık etmeye başlayan bu fotoğraflı kartlar,

asker ocağından postalanan özlemlerin en tipik aynası oldu.

Önceleri siyah beyaz basılan kartların ön yüzlerinde çeşitli tarih

ve isimlere rastlanırken, teknoloji onları da değiştirdi; boyadı,

renklendirdi, parlattı...





Eski kartpostallara rağbet çok
Bugün sayıları hızla artan koleksiyoncular son yıllarda kartpostallara

da merak sardı. Özellikle siyah beyaz ve eski olanlar sıkça el

değiştirmeye, sergilenmeye ve arşivlenmeye başlandı. Osmanlı

kartpostalları, peşinden koşulan çeşitlerin başında yer alırken, piyasayı

iki haftada bir yoklayan koleksiyonerlerin, her çıkan yeni karttan ikişer

adet saklaması adet oldu.

Bunlar arasında turistik ülke örneklerini de biriktirerek, oldukça zengin

bir arşiv oluşturanların sayısı hiç de az değil. Yakın geçmişe ışık tutan

ve belgesel özellik taşıyan kartpostallar modaya uyup, sık sık çehre

değiştirse de ülkeleri ve dönemin yaşamını yansıtması açısından

önemli sayılıyor. Kartpostallar için düzenlenen müzayedeler ise

koleksiyonerlerin başlıca ilgi odağı. Minyatürler,çini desenleri, halı

motifleri, antik parçalar, hayvanlar, karlı noel manzaraları,

reprodüksiyon kartları bu grubun en gözde ürünleri.

Dünyanın her yanında olduğu gibi, Türkiye’ye gelen turistlerin de ilk işi,

bir kartpostal seçip, arkasına "ben buradaydım, burayı gördüm" dercesine

iki satır karalamak ve onu postalamak oluyor.





Ülkemize gelen yabancı turistlerin en çok tercih ettikleri kartların

başında Türk Bayrağı kartpostalı, altı minaresinin de göründüğü

Sultanahmet Cami fotoğrafı geliyor. Bunları; turistik deve, çok

fotoğraflı kartlar, gravürler takip ediyor.



Reşit Keskin, bir yenilik olarak kartpostallardaki fotoğrafları küçük el

çantalarının üzerlerine bastıklarını ve bunun turistler tarafından ilgi

gördüğü belirtiyor. Çantaların üzerindeki resimler, kartpostal dünyasına

yepyeni bir boyut kazandırırken, küçük ebat ipek halı motifleri de

yabancıların en çok satın aldığı ve ilgi gösterdiği turistik anı eşyalarının

başında geliyor.



Şehir planlamacılarına düşen görevler;



Her kartpostalın sınırlarımızı aşıp Türkiye’yi tanımayanlara ulaştığı

düşünülürse, çekilen her fotoğrafın ülkeyi tanıtmak açısından yarattığı

önem bir kez daha büyüyor. Kartpostala böyle yaklaşıldığında, turistik

yöre ve tarihi eserlerin bulunduğu bölgelerdeki çevre düzenlemesi de

gündeme geliyor. Öncelikle bu bölgelerdeki ilan, pano, direk, havada

asılı kablolar gibi görsel kirliliğe sebep olan detaylardan bir an önce

kurtulmak geliyor. Örneğin, İstanbul’un Galata Kulesi veya Laleli Otelleri’

nin çatıları gibi panaromik açılar sunan noktaların gözden geçirilmesi,

ayrıca turistlerin en çok fotoğraf çektikleri tarihi eserlerin çevresinde

düzensiz uzayarak görüş açısını, seyir ve çekim imkanını engelleyen

ağaçların peysaj mimarları gözetiminde temizlenmesi gerekiyor.

Tüm bunlar kuşkusuz, yalnızca kartpostal için değil, gelen her konuk

için daha özenli seyir ve fotoğraf imkanı sunacak, ülkemizin doğru ve

güzel görüntülerle sunulmasını sağlayacak.





Kartpostallarımızı görmek için tıklayınız...

Hiç yorum yok: