17 Ocak 2008 Perşembe

OSMANLI HALILARI

OSMANLI HALILARI
Osmanlı Devri Halıları Hayvan halılarının çeşitli yerlerde meydana çıkarılması ve bunların Avrupalı ressamların tablo ve fresklerindeki halı tasvirlerine dayanarak, XIV. yüzyıl başından XV. yüzyıl sonu'na kadar 200 yıl içinde tarihlendirilmesi ile değerlendirme yolunu ilk defa Kurt Erdmann açmıştır.

Bu devirde geometrik dolgulu bölümler gösteren halıların da yapılmakta olduğu, yine tablolardaki halı tasvirlerinden anlaşılmaktadır. Bunlarda zemin karelere bölünmüş ve her karenin içi geometrik motiflerle dolgulanmıştır. Bunlar daha sonra Holbein adı ile tanınan halıların ilk basamakları olarak kabul edilebilir. 1451 ve 1460 tarihli üç İtalyan resminde tasvir edilen bu tip halıların üçü de kufi bordürlü olup, Berlin'de Rafellino del Garbo'nun son harpte yanmış olan tablosunda (15. yüzyıl sonu) kufi bordur örgü motifi haline gelmiştir. Buna benzer kufi bordürle diğer bir halı Floransalı ressam Lorenzo di Credi 'nin, Pistoia artarında (1478-1485) görülmektedir.

Hayvan figürlü halılar yanında, tablolarda görülen az sayıda geometrik motifi halılar, 15. yüzyıl ortalarında hayvan halılarının yerini almaya başlar ve yüzyıl sonunda hayvan halılarının hemen tamamen kaybolmasıyla geometrik motifli halılar hâkim olur. Bu halıların ilk örnekleri 14. yüzyıl başlarında Floransa ve Assisi ressamları tarafından tasvir edilmiştir. Assisi' de 14. yüzyıl başında Giotto ekolü, bir freskte böyle geometrik örnekli bir halı görülür. Floransa'da S. M. Novella'da bir freskde ve Pratoda S. Spirito' da diğer örnekler vardır. Fustatta bulunan halı parçaları arasında da benzer örnekler görülür.

15. yüzyıl ortasından başlayarak bu halılarda geometrik ve aslı anlaşılmayacak derece'de üsluplanarak geometrik şekle uydurulmuş bitki motifi kompozisyonlar hâkim olmaya başlar, ilk defa Piero deha Francesca' nın Rimini de, San Francesco'da 1451 tarihli freskinden az sonra Mantegnanın, Verona San Zeno Kilisesi'nde 1459 tarihli Meryem ve Çocuk Isa tablosunda böyle halılar resmedilmiştir.



Riefstahl tarafından 30 Mayıs 1932'de Beyşehir Eşrefoğlu Camii'nde bir parçası keşfolunan halı, sonraları Holbein'in adı ile tanı'nan halı tiplerinin öncüsü olarak kabul edilebilir. Buradan Konya, Mevlana Müzesi'ne getirilen halıda koyu mavi zemin büyük karelere bölünmüş, ortalarına etrafı bir sarı, bir mavi şeritle çevrilmiş kırmızı renkte baklavaya yakın iri sekizgen madalyonlar yerleştirilmiştir. Karelerin köşelerini kesen çeyrek baklavaların birleşmesinden meydana gelen köşe dolgusu halindeki parçalı baklavalar da kırmızı renktedir. Baklavayı andıran büyük sekizgenlerin ortasında sarı bir rozetten dört tarafa çıkan saplar üzerinde üsluplanmış birer lotus vardır. Geniş bordürde koyu mavi üzerine açık mavi olarak kufiden gelişen köşeli süslemeler meandrı andıran şekilde karşılıklı kare bölümler halinde sıralanmıştır. Dar bordürlerde kırmızı zemin üzerine mor renkli çiçek motifleri iki yandan şematik sarı yaprakçıklarla kavranıp bir aşağı bir yukarı dönük stilize motifler halinde sıralanmıştır. Zemin ve bordürler açık kahverengi üzerine sarı kırık 'S' lerden ibaret bir şeritle sınırlanmıştır. Sonradan Holbein halıları adı altında toplanan halıların öncüsü olarak 15. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen parça halindeki halı, aslında 5 metreye varan uzunlukta büyük bir halıdan kalmıştır. 1969 yazında müzenin deposunda bulduğumuz diğer üç parça ile Riefstahl' ın getirdiği dört büyük kareden ibaret zemin 10 kareye tamamlanarak dört parça halinde kanaviçe üzerine bir araya dikilmiştir.

Kaydırılmış eksenler üzerinde sıralanmış sekizgen, altıgen ve baklava örnekli halılar Fustat 'ta bulunan parçalar arasında da ele geçirilmiştir. İsveç Müzelerinde bulunan bu parçalardan Göteborg Röhss Müzesi'nde bulunan parçanın geniş bordürü, Beyşehir halısının bordürünü aynen tekrarlamaktadır.



Küçük Örnekli I. Tip Holbein Halıları
15. yüzyıl ortasından başlayarak değişik eksenler üzerinde sıralanmış sekizgen ve baklava kompozisyonlu halılar, Avrupa resminde gittikçe artarak resmedilmiştir. Bu çeşit halılar yanlış olarak Alman ressam Hans Holbein adı'na bağlanmaktadır. Fakat bunlar daha Genç Holbein' in doğumundan çok önce İtalyan ressamları tarafından resmedilmiştir. 15. yüzyıl'dan 16. yüzyıla, yani klasik devre geçişi hazır'layan bu halı grubu, dört tip içinde gelişmiş olup, Holbein bunlardan sadece iki tipi resmetmiş, bir tipini ise hiç resmetmemiştir. Birinci tip veya küçük örnekli Holbein halılarında zemin küçük karelere bölünmüş, ortası sekizgenle doldurulmuş kareler ve her karenin köşelerindeki çeyrek baklavaların birleşmesinden meydana gelen baklavalar, örneğin asıl semasıdır ve Beyşehir halısının geometrik kompozisyonunu küçük karelere bölünmüş halde tekrarlar.

Sekizgenlerin konturları düğümlü şeritlerden gelişmiş olup, ortalarında sekizli yıldız dolgusu ile küçük bir sekizgen vardır. Dört kollu palmetler den dolgular, ara'arında çok stilize şematik lotuslarla baklavaları meydana getirir. Böylece değişik eksenler üzerinde bir sıra baklava, bir sıra sekizgen ortaya çıkar. Ayrıca, örnekler dört taraftan yıldız dolgulu birer küçük sekizgen rozetle çevre'lenmiştir. (Çizim 23, 24) Bu tip halılarda zemin rengi mavi ve kırmızı olup, yeşil az görülür.

Berlin islam Sanatı Müzesi'nde bulunan 1.59 x 0.89 m. boyutlu orijinal bir halı, örgü motifi halini almış kufi bordur ile karakteristik bir örnektir. Düsseldorf' daki koleksiyondan gelen bu halıyı, Erdmann, 15. yüzyıla koymaktadır. Diğerleri hep 16. yüzyıldandır. İstanbul T.İ.E.M.' de biri kufi bordürlü olarak bu tipten iki parça halı vardır. Ortalama 200 yıl kadar devam eden bu çeşit halılar 16. yüzyıldan sonra azalarak, 17. yüzyıl'da kaybolmuştur. Hans Holbein'in 1532'de Londra'da yaptığı portrede böyle bir halı resmedilmiştir.

Londra National Gallery'de bilinmeyen bir ressamın eseri olan 1604 tarihli "The Somer'set House Conference" tablosunda uzun masanın üstünü örten bu tip bir halı son örnek'lerden olmakla beraber, kufi bordürü ile çok canlı resmedilmiştir.

Mc Mullan koleksiyonundan New York Metropolitan müzesine alınan halı kufiden bozma bordürlü, kırmızı zemin üzerine mavi baklavalar ve beyaz sekizgenlerle 17. yüzyıl sonundan çok nadir bir örnektir.

Holbein I halılarının çok nadir ve benzeri bilinmeyen diğer bir yıpranmış örneği son yıl'larda Londra Keir koleksiyonuna kazandırılmıştır. (1.62 x 1.28 m) Koyu mavi zemin üzerine beyaz ve açık mavi olarak zemin renkleri alternatif değişen sekizgenler karşılıklı olarak açılmış iki stilize lotustan meydana gelen baklavalar ve aralarında beyaz zemine sekiz uçlu yıldız rozetlerden ibaret motifler aralarında hiçbir bağlantı olmadan sıralanmıştır. Daha çok kilim etkisi bırakan bu halı 16. yüzyıl sonu ve 17. yüzyıl başına tarihlendirilebilir.

Piero della Francesca' nın Rimini San Francesco Kilisesi'ndeki 1451 tarihli duvar resminde Rimini prensinin Aziz Burgundlu Sigusmund önünde üzerinde diz çöktüğü halı, bu tipin Avrupa tablolarında görülen ilk örneğidir.

Bundan önceki tarihte istanbul T.K.S. Hz. 2153 numaralı albümde Herat ekolünden bir minyatürde ( ca 1429 / 30 ) de kufi bordürlü böyle bir halı tasviri vardır.

Rimini San Francesco Kilisesi'nde 1451 tarihli duvar resminden sonra, diğer birçok italyan resminde bu küçük örnekli Holbein halıları resmedilmiş, İspanya ve Kuzey Avrupa resminde de 1550'lere kadar devam etmiştir. Mentegna'nin 1459'da Verona San Zeno Kili sesi altar resmi, Floransa San Minicato' da Baldovinetti' nin 1460 tarihli tepşir tablosu, Lorenzo Credi' nin Pistoia Katedrali'ndeki 1480 tarihli resmi, Venedik Accademia da Carpaccio 'nun 1495 tarihli Azize Ursula serisi ve 16. yüzyıl başında 1505'te Pinturicchio'nun Siena' daki freskleri bu tip halıların tasvir edildiği diğer resimlerdir.

Bunlardan anlaşıldığına göre, bu halıların kufi ve örgülü kufi bordürlerinde kronolojik bir gelişme olmuştur. Hans Holbein'in Berlin Staatliche Museen'de bulunan "Tüccar Georg Gisze" tablosunda masayı örten halının örgü'lü kufi bordürü Rafaellino del Garbo' nun Berlin Müzesi'nde son harpte yanan 15. yüzyıl sonunda "Meryem ve Çocuk İsa" tablosunda tahtın altına serilen halının örgülü kufi bordürü, bu gelişmenin karakteristik basamakları ve örnekleridir. (Levha 53) Prado müzesinde Van Orley' in kutsal aile tablosundaki halıda da kufi bordur gelişmesinin bir örneği görülür. Bordürlerde olduğu gibi, zemin örneğinde renk ve desen bakımından ilgi çekici nüanslar, bu halıların başarısını ve zenginliğini artırmaktadır. Bu durumda küçük örnekli veya birinci tip Holbein halılarının Anadolu'daki Uşak bölgesi tezgâhlarından çok sayı da Batı Avrupa ülkelerine ihraç edildiği, çok tutulup sevildiği ve taklitlerinin yapıldığı açıkça belli olmaktadır.


16. yüzyıl başından diğer bir örnek TİEM' de bulunan bir parça halı olup burada örgülü kufi bordur bir zencerek biçiminde gelişmiştir. Köşelerde çok başarılı olan kufi bordur rozetlerle zenginleştirilerek dekoratif bir ifade kazanmıştır.

Divriği Ulu Camii'nden gelen bu tip halıda ise örgülü sekizgenlerin ara dolgusunun rozetlerle sıralanması görülür.


TİEM' de bulunan küçük boyda harap bir halıda zemin örgülü şeritlerle sekiz parçaya bölünmüş, her sırada zemin rengi değişen karelerin köşelerinde örgülü şeritten belirsiz birer baklava meydana gelmiştir. 1. tip Holbein' lerin şematik benzeri olan bu halının örneği 15. yüzyıl Timur devri Herat Ekolü minyatürlerinde görülür. Halı daha sonraki tarihlerden kalmış olmalıdır. Zeminin eşit karelere bölünmesi 19. yüzyıl Tekke Türkmen halılarında devam eden bir kompozisyon olmuştur. Yalnız burada sekizgenler, karelerin kesişen köşelerinden meydana gelmiş baklavalar ise karelerin ortasına yerleştirilmiştir.

1533 tarihli ve Zürich Landesmuseum' da bulunan bir İsviçre işlemesinde bu çeşit halıların karakteristik zemin örneği aslına yakın bir benzerlikle taklit edilmiştir. TİEM' deki harap halı da buna yakın tarihlere konulabilir.

Divriği Ulu Camii'nden Vakıflar Halı Müzesi'ne gelen 1.60 x 2.40 m. büyüklükte kırmızı zeminli halıda Holbein I. tipindeki şemanın değişmesiyle baklavaların kaybolduğu, örgülü sekizgenlerin sadece rozetlerle alternatif sıralandığı bir örnek görülmektedir. Çok stilize bulut ve kıvrık dal motiflerinden bordürüyle bu halı 16. yüzyıl sonu ile 17. yüzyıl başına tarihlenebilir. Bordur Türkmen halılarına uyar.

Buna karşılık ayni müzeden yıpranmış küçük bir parçası kalmış olan geometrik örnekli diğer bir Anadolu halısında zemin küçük karelerle (belki her sırada dört kare olarak) ve tamamıyla geometrik motiflerle dolgulanmıştır. 18. yüzyıla uzanan geç devir özelliği taşır.

Geç devir karakteri gösteren diğer bir geometrik örnekli Batı Anadolu halısı bu müze'nin koleksiyonları arasında yer almıştır. 1.74 x 1.23 m büyüklükteki bu halı kırmızı zemin üzerine sekizgenlerle çok küçültülmüş sarı renk'te baklavalardan sade bir örnek göstermektedir. Bir karenin her kenarından ikişer uç çıkan şema ile sekizgenlerin rengi diyagonal olarak sarı, mavi, kırmızı ve koyu mavi olarak değişmektedir. Yıldız, çiçek ve rozetlerin sıralanmasını gösteren bordur herhangi bir özellik taşımıyor. 18. yüzyıl son yarısına tarihlendirilebilen bu Holbein tipi halı Türkmen halılarına kadar uzanan bir gelişmeye işaret eder.



Halılarımızı görmek için tıklayınız...

Hiç yorum yok: