17 Ocak 2008 Perşembe

Kapalıçarşı Tarihçe - Uğur Mıstaçoğlu

Kapalıçarşı Tarihçe - Uğur Mıstaçoğlu



İstanbul’un en eski çarşılarından biri olan Kapalıçarşı; Nuruosmaniye ile Bayazıt Camileri arasındaki geniş alana kurulmuştur. Burası hem alışveriş yapabileceğiniz, hem de tarihi yerlerin o kendine has kokusunu duyacağınız, gezerken keyif alacağınız eşsiz bir yer.

Çarşının kalabalık sokaklarında büyük oranda yabancı turistleri görürsünüz, esnaf da genellikle kapılarının önündedir. Tatlı bir rekabet içindeki esnaf, zaman zaman kendi aralarında şakalaşırken, zaman zaman da turistlerle konuşur. Binlerce dükkan, onlarca sokağın içinde dağılmıştır. Bu nedenle tüm çarşıyı gezmek için hatırı sayılır bir güç ve zaman harcamanız gerekir.

Çarşının nüvesi, Fatih Sultan Mehmet tarafından fetihten hemen sonra Ayasofya Camii’ne gelir sağlamak amacıyla inşa edilmiş olan 2 taş bedestendir. Daha sonra yapılan ilavelerle genişleyen Kapalıçarşı’nın Fatih tarafından kurulan iki bedesteni, Cevahir ve Sandal Bedesteni olarak bilinir. Kapalıçarşı da, İstanbul’daki bir çok tarihi yapı gibi, zaman zaman İstanbul’un büyük yangınlarında ve depremlerde hasar görmüş ve defalarca onarılmıştır. Kapalıçarşı, 30.7 hektarlık bir alanı kaplamakta ve 61 sokaktan oluşmaktadır.

Yaklaşık 1500 metrekarelik bir alana kurulu olun İç Bedesten ile 1300 metrekarelik bir yer kaplayan Sandal Bedesteni çarşının yarı müstakil bölümleridir. Çarşının çevresi, yine çarşının birer parçasını oluşturan hanlarla çevrilidir.

Binlerce dükkanın bulunduğu Kapalıçarşı içindeki 61 sokak ve caddenin çoğu, Fesçiler, Serpuşçular, Tuğcular, Feraceciler, Perdahçılar, Terlikçiler, Kuyumcular, Aynacılar, Kalpakçılar gibi, mesleklere göre isimlendirilmiştir. Çarşının ana caddesi sayılan sokakta çoğunlukla mücevher dükkânları, buraya açılan yan bir sokakta altıncılar bulunur.

Bugün de geçmişteki canlılığını koruyan Kapalıçarşı, İstanbul’a gelen ünlü ve ünsüz bir çok yabancının ilgi odağı olmuştur. Batılı yazarlar, seyahatname ve anılarında Kapalıçarşı’ya geniş yer ayırmışlardır.

Kapalı Çarşı günün her saatinde hareketli ve kalabalıktır. Çarşı girişinde gelişen konforlu, büyük mağazalar Türkiye’de elde imal edilen ve ihracatı yapılan eşyaları satışa sunmaktadır. El halıları ve mücevherat geleneksel Türk sanatının en güzel örnekleridir. Bunlar kalite ve orijin belgeleri ile satılır ve dünyanın her tarafına garantili gönderme yapılır. Halı ve mücevheratın yanında meşhur Türk işi gümüşten yapılmış eserler, bakır, bronz hediyelik ve dekoratif eşyalar, seramik, oniks ve deriden mamul, üstün kaliteli, Türkiye hatıraları zengin bir koleksiyon oluştururlar.


Kapalıçarşı muhtelif tamirler görmüş, ve 1894 depreminden sonra esaslı tadilata uğramıştır.



19. asırın 2. yarısından itibaren Avrupa kumaşlarının geniş ölçüde memleketimize ithali, bedestenlerimizin yerli el dokuması kumaş ticaretini sekteye uğratmış, bankaların açılmaya başlaması da bedestenlerin banka hizmetine son vermiştir.



Bu suretle eski Bedesten, mücevherat, halı, antika eşya satışı ile hizmete başlamış, Sandal Bedesteni de faaliyetini durdurmuştu. 1914 yılında burası İstanbul Belediyesi tarafından satın alınarak bir umumi meraz yeri haline sokuldu. Sonradan neden ise bundan vazgeçildi, ama mezat birçok güzelliği de ortaya çıkartmıştı. Bu yüzden mezat olacağı günü herkes beklemektedir.



Her devirde hayatımızı aksettiren Çarşı, yabancı seyyahların kitaplarında, yabancı ressamların fırçalarında binbirgece masalları gibi yaşatılmıştır.



3000' den fazla dükkanın bulunduğu Kapalıçarşı ' yı hergün mevsimine göre 250.000 ile 400.000 kişi ziyaret etmektedir. Kaybolmaya yüz tutmuş birçok mesleği, kendisine has kültürüyle yaşatan Kapalıçarşı dünyanın en eski, en büyük ve en çeşitli üretimlerinin sergilendiği bir mekandır.


Modern çağın gereklilikleri sonucu yapılan yeni alış-veriş merkezlerinin mimari ve kültürel dokusundan dolayı etkileyemediği Kapalıçarşı çok çeşitli ürünü birçok yerden daha ucuza sergilemektedir.


Kaynak: www.kapalicarsı.org.tr

Hiç yorum yok: